YÖNTEK REFERANSLAR
EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI LİNKLER
İLETİŞİM SİTE HARİTASI
DUYURULAR
 
 
STRATEJİK PLANLAMA
KURULUŞ İÇİ TETKİKLER
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
PLANLAMA SİSTEMLERİ
ÖZ DEĞERLENDİRME
ISO 9001:2000
ISO14001
ISO 18001
ISO TS 16949
BASEL II-(BAS 31001 :2007)
TKY
CE
HACCP
YATIRIM
YENİDEN YAPILANDIRMA
YAZILIM (ERP)
MARKA PATENT
YÖNETİM
WEB SİTESİ TASARIM&UYGULAMA


BASEL II NEDİR?

Bildiğiniz gibi Haziran 2007 tarihinde kabul edilen BASEL/II yaklaşımı ile bankacılık sistemine getirilen kriterler sonucu uygulamasında tüm Avrupa'da Ocak 2008 de geçilmiş olan BASEL/II sistemi ülkemiz tarafından yasal bir değişiklik olmadığı takdirde 01.01.2009 tarihinde uygulamaya alınacaktır.

Sistemin Yapısal blokta yaptığı temel değişimlerden bir tanesi bankacılıkta teminat kriterlerinin değişmesi yanında firmalara reyting değerlendirmesi zorunluluğunun getirilmiş olmasıdır.

Bu değerlendirme bankalarca veya Bağımsız Reyting derecelendirme kuruluşlarınca yapılacak olup, değerlendirmede temel alınacak geçmiş yıllara ait verileriniz ve gelecek yıllara ait öngörüleriniz bir bütün teşkil edecek olsada değerlendirme sadece finansal verilerinizle değil kalitatif verilerinizde bu değerlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.

Basit tanımlamalar ile gidersek (BAS 31001 :2007) standardı kendi içersinde sadece finansal verileri değil
ISO 9001 :2000 Kalite Yönetim sistemi ISO 14001 :2004 Çevre Yönetim sistemi
ISO 18001 :2005 İş ve İşçi Sağlığı Yönetim sistemi
ISO 27001 :2005 Bilgi Güvenliği Yönetim sistemi
SA 8000 Sosyal Sorumluluk Sistemi
gibi beş temel standarda dair sistemlerin kurulmuş ve işletiliyor olduğuna dair bulgular aramaktadır.

BASEL/II denetimlerinde denetçiler, bu sistemlere dair sertifika değil sistemlerin varlığına ilişkin kanıt aramaktadır.

Öte yandan mevcut muhasebe sistemlerimiz ne yazık ki vergisel esaslar üzerine kurulmuş ve işletiliyor olduğu hepimizce malumdur. Bu sebeple yeni düzenlemeler devreye girdiğinde bilanço verilerimiz veya eski sistemlere göre bakacak olursak bankada evimi ipotek eder kredi alırım yada müşteri çek senetlerini verir kredi alırım devri bitmiş olacaktır.

Basel II ülkemizde hem finans sektörünü hem kamu sektörünü hem de reel üretici sektörü birinci derecede etkileyecek hükümler getirmekte. Sadece dünya bankacılığı radikal bir değişim geçirmiyor, bizim bankacılık sistemimiz de kaynakları kullandırırken daha seçici olmak zorunda kalacak!

Basel II ile birlikte, risk odaklı sermaye yönetimi ve risk odaklı kredi fiyatlaması birlikte gelecek.(Unutmayın her reyting aralığı Min.0,5% olarak BASEL tarafından belirlenmiş durumda)

Düzenleme ile bankacılık sektörünün kuralları adeta yeniden belirlenecek. Bankalar kredi verirken belirli şartların aranması koşullarını arayacaklar.

Basel II standartları ile birlikte söz konusu KOBİ'nin derecelendirme notu belli olacak ve tüm bankalar söz konusu KOBİ'YE aynı maliyetleri içeren kredi vermek zorunda kalacaklar.

BASEL II' ye göre kredi kullanacak firmaların risk ölçümü iki ana unsura dayanacak:
* Kredi kullananın (firmanın) risk seviyesi ve
* Kredi işleminin risk seviyesi
Kredi alan firma, finansal verilerinin ve yönetim sistemlerinin değerlendirilmesi sonucu tespit edilen bir derecelendirme notuna sahip olacak.

Yani Kredi verilen firmanın derecelendirme notu düştükçe, banka risk almakta tereddüt edecek ve bunun yanında KOBİ'ler daha yüksek kredi maliyetiyle borçlanmak zorunda kalacaklar.

Derecelendirme notunun yükselmesi ile birlikte kredi maliyetinin düşmesi ile de;
* Banka daha az risk alacak,
* Karşılık olarak daha az sermaye tutacak ve daha çok kaynağını getiriden mahrum bırakmayacak ve
* KOBİ'ler daha düşük maliyetlerle borçlanacaklar.

Bankalar, risk bazlı fiyatlama ve teminatlandırmayı uygulamaya geçirecekler.

Banka, daha çok risk aldığı ürünlerde ve düşük dereceli müşterilerde daha yüksek fiyatlama yapacak.

Kredinin fiyatı, vadesi, türü, risk bazlı fiyatlamayı etkileyen diğer unsurları olacak. Basel II kapsamında gerçek müşteri çek ve senetleri ile ortak ve grup şirketi kefaletleri teminat kapsamına alınmayacak.

Yine çok basit tanımlamalarla gidecek olursak; BASEL/II düzenlemelerinde kabul edilmesi öngörülen teminatlar ise;
* Nakit para
* Altın
* Ana endeksteki hisse senetleri
* Mevduat veya mevduat sertifikası
* Yatırım fonları
* Retinge göre borçlanma senetleri (eğer rating yoksa likit ve bankalarca çıkartılmış olması gerekiyor)
* Düzenlenmiş piyasalarda işlem gören senetler ve bu senetleri barındıran fonlar

Görüldüğü gibi yukarıda sayılan teminatların hiç biri KOBİ Tanımlamasına giren firmalarımızın kolaylıkla ortaya koyabileceği teminatları oluşturmamaktadır.

Bankalar kredi tahsis etmeden önce şirketlerin sadece finansal performansı ile değil aynı zamanda yukarıda 1.sayfada belirttiğimiz gibi yönetim performansıyla da ilgilenecekler.

KOBI bilânçolarının kredilendirmeye uygun olmaması (yetersiz sermaye, eksi net isletme sermayesi ve bilânço zararı), kayıt dışı işlemlerin bulunması, KOBİ'lerin derecelendirme aşamasında yasayacağı zorlukların basında gelecek.

İyi yönetilen, iyi finanse edilen ve gerekli tüm bilgileri (finansal ve niteliksel, ve Yönetimsel ) zamanında ve yeterli bir şekilde sunarak şeffaflığı sağlayabilen KOBİ'ler, potansiyel olarak en iyi dereceyi almak suretiyle, en iyi şartlarda kredilendirilme olanağına sahip olacaklar.

Özetle Bu yılın sonundan itibaren firmaların kullandığı kredilerin limiti daralabilecek (firmasına göre daralabilecek), teminat yapısı değişmek zorunda kalabilecek (teminatın tipine göre sonuç değişik olacak) ve fiyatlandırması da büyük ölçüde değişebilecek (firmaların rating ve mali bilgilerine göre farklılıklar oluşacak).

Bu nedenle tüm tarafların, bankalar, reel kesim ve kamu kesiminin BASEL/II kurallarını doğru anlaması ve uygulaması gerekiyor.

Hatırlarsanız 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde tekstil ve hazır giyim kotalarının on yıl içinde kaldırılacağı ve 2005 Ocak ayından itibaren kotasız serbest ticaret gerçekleşeceği gündeme gelmişti.

Bu değişime hazırlık yapmadık ve 2005 başından beri de tekstil ve hazır giyim 'Çinzede' oldu. Şimdi şikâyet ediyoruz, ama on yılı da dalga geçerek boş geçirmiştik.

Bankalar ya 2009 yılı başında gündeme gelecek düzenlemeler çerçevesinde, müşterilerinden 'Standard yöntem' denen usulle bağımsız dış derecelendirme kuruluşlarından yapılmış firma ratingleri talep edecekler ve Firmalar ya bu tür ratingleri, dış derecelendirme kuruluşlarından alacaklar ya da rating yoksa, onlara kredi verecek bankaların risk ağırlığı ve sermaye koyma zorunluluğu nedeni ile kredi müşterisi ve bankalar arasında maliyet, teminat ve limit açısından sorun yaşanacak. Ya da bankalarımız, 2008 yılından itibaren (bazı bankalarımız başlamıştır), 'gelişmiş yöntem' denen usulde, bankaların kendi içlerinde kurdukları birimler ile müşterileri olan firmaları kendi iç derecelendirme birimleri ile derecelendirme sürecine tabi tutacaklar. Bu da bankaların müşterilerinden talep ettikleri mali tablolarda ve şirket bilgilerinde, uluslararası standartlar talep etmesi anlamına geliyor.

Özetle bugünkü ülke uygulamamızda sık sık gündeme gelen 'Abi, bizden bilanço isteme, teminat talep etme!' türü arzular 2009 yılından itibaren tarihe karışmak zorunda. Bankalar uluslararası standartlarda şeffaf olmaya mecbur kalacakları için müşterileri de uluslararası standartlarda şeffaf olmak zorunda kalacaklar.

Sonuç olarak BASEL/II kriterleri doğrudan bankalara yönelik standartları ve risk yönetimini yeniden belirleyen düzenlemeleri içermektedir. Ancak bankaların risk ölçümlerini yeni yaklaşımlarla belirlemesi, doğrudan KOBİ'ler ve firmalar ile ilgilidir.

İçsel ve dışsal değerlendirme notları ile müşterilerin risklilik düzeylerinin hesaplanacağı sistemde, KOBİ'ler için en avantajlı kredi kullanma yolu ise iyi bir derecelendirme notuna sahip olmak olacak

Bugünden yapılması gereken şey, bankaların ve bağımsız kredi değerlendirme şirketlerinin kullanacakları sistemler hakkında bilgi sahibi olmaktır.

İşte size bu konuda yardımcı olmak amacıyla ŞİRKETİMİZ ve Uluslararası bağımsız denetim olarak BAS 31001:2007 alanında Standart ve Baş denetçi Eğitimleri ile Denetim ve Sertifikasyon hizmeti vermeye başlamış bulunmaktadır.

Yapılan Denetimler sonucunda Minimum BBB(-) ve üstündeki dereceye sahip olan firmalar sertifika sahibi olabilmekte bu derecenin altındaki firmalar sertifikasyona sahip olamamakta ancak reyting raporuna sahip olabilmektedirler.

Bu rapor firmaların gerek finansal ve niteliksel gerekse yönetimsel bazlı sonuçlarını göstermekte olup, derecesini yükseltmek isteyen firmalar açısından da bir yol haritası oluşturmaktadır.

Bu sebeple pre-audit(Ön denetim) talep eden firmaların şirketimizle temasa geçmelerini ve randevu talep etmelerinin kendilerine yardımcı olabilmemiz açısından önemli olacağını hatırlatır çalışmalarınızda başarılar dileriz.




Hakan YILDIZ




Min Res: 1024x768dpi, 16 bit. Tüm Hakları Saklıdır © 2004. Hakan Yıldız Yöntek. <Tasarım&Uygulama><www.webdebir.com>